Tam 10 gündür ailemiz Karanlıklar Efendisi Sauron'un etkisinde. Doğum günü fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmamı takiben, kimilerinin değimiyle nazar değdi, benim düşünceme göre coşmak ve terlemek, dev dondurma ve bol sulu oyunlar yaramadı. Sonuçta Maya ateşlendi, ondan bana geçti, benden eşime geçti, tamam artık atlattık derken, Maya dün yeniden ateşlendi. Kabus bitmiyor yahu! Yeteeer.
10 gündür yatak, banyo, salondaki sofa arasında geçiyor ömrüm. Çok daral geldiğinde hemen yürüyüşe çıkıyorum, akşamları bira bahçesine falan gidiyoruz ama 20mt yürüsem dizlerim titriyor, boğazımı sanki bir ejderha mesken tuttu, bir yanıyorum, bir donuyorum. Maya'ya odaklanmaktan kendime doğru dürüst bakamadığım, dinlenemediğim için şu ufacık yaz gribini atlatamadım tabii. Maya benden beter ama çocuk olduğu için 39'C ateşle yine aklı koltuk tepelerinde. Görünürde bişeyi olmayan, 15dk'da bir kontrol ettiği ateşi de 36.6'C (!)den öteye geçmeyen Beyaz Atlı Prens ise tabii ki en beterimiz. Erkekler hasta olmasın aman..
Aman gribi etrafıma yaymayayım çabasıyla 10 gündür Maya, Beyaz Atlı Prens, Peppa Pig, Heidi (ve kızla kocayı uyuttuğum ender anlarda kaçamak bazında gizli gizli iki nefes çektiğim Benedict Cumberbatch) dışında bir insan yüzü görmediğim için, devamlı mıymıntı ve inleme, ağlama ve yakınma duyduğum için, sinirlerim bozuldu. Saçma sapan şeylere çabucak sinirlenir, hastalıklarını abartan eşime ve kızıma ciddi bir hınç duyar haldeyim. Kendim dışında herkese odaklandığım için, Tükenmişlik Sendromu'ndan muzdaribim. Artık kırılma noktasına geldim.
Ve olan oldu. Dün Maya'ya daha fazla tahammül edemedim ve ona anlamadığı bir başka dilde bağırmadan, tüm nefretimi kustum! 2 senede bu 2. nefret krizi oluyor ve önce kendimi çok iyi ama sonra çok ama çok kötü hissediyorum. Biliyorum ses tonum çok korkutucu değil ve konuştuğum dili hiç duymadığı için anlamıyor ama yine de kendimi suçlu hissediyorum. Aklınıza olumsuz, uygunsuz ne gelirse, hepsi ağzımdan bir bir çıkıyor ve aslında düşünmediğim, hissetmediğim şeyleri de kusuyorum. Son cümlem şuydu mesela: "seni bir başkasına vereceğim ve bir daha asla geri dönmeyeceğim, seni düşünmeyeceğim bile" ve bu noktada Maya birden başını evet anlamında sallayıp ellerini çırpınca, birden bana bi gülme geldi ve nefret krizim de sona ermiş oldu. Sonra kucaklaştık vs.. Her şey normale döndü.. Fiziksel anlamda asla şiddet yanlısı olmadığım halde, söze ve psikolojik şiddet konusunda ne yazık ki kendimi durduramıyorum (yani 2 yılda 2 kez oldu ama oldu işte önemli olan nicelik değil nitelik sonuçta) ama mümkün olduğunca ses tonumu ve konuşma şeklimi "normal" tutarak, sadece kendi kendime konuşur gibi ve hiç anlamadığı bir başka dilde konuşmak.. offff. Bunun önüne nasıl geçeceğim, içimden bu patlamaya hazır bomba gibi tiktak'layan öfke nöbetlerini nasıl söküp atacağım? Yoksa bu normal, çocuğun farklı duyguları da öğrenmesi gerekir, pamuk şekerle kaplı bir dünyada yaşamıyoruz diyip, yanlış davranışı normalleştirip kabul mu edeceğim...?
Kriz anında çocuktan uzaklaşmak yöntemini kullanıyorum ve burada sizlere de önermiştim. Tam o anda yapabilsem çok daha iyiydi ama yapamadım. Doğru olan davranış buydu çünkü. Ama onun yerine ben bu sabah bu yanlışlıklar komedisi'ne bir halka daha ekledim:
Bugün işe gitmem gerekiyordu ve ben hasta çocuğu ve kendini hasta ilan eden kocayı başbaşa bırakıp, bilgisayarımı da çantama atıp evden çıktım. Ve işe gitmedim. Gitmedim işte. Patronu aradım, hastayım dedim (yalan mı?). Biliyorum hiç profesyonel değil yaptığım, onca insan benim sorumluluğumda ama sadece 1 yarım güncük herşeyden uzaklaşmaya öyle ihtiyacım var ki.. Bence bu bencillikse, benim şu an en çok bencil olmaya ihtiyacım var. Yine de hatalı, yanlış birşey yaptığım hissini duyduğum için, ne eşime, ne patronuma dürüstçe "çok yıprandım, bana yarım güncük izin verin" diyebildim.. Saman altından su yürütür gibi evden ve işten kaçtım işte.
Geldim Starbucks'da kahvemi yudumluyorum. Yanıma pusette bebeği olan bir kadın oturmaya meyletti ama bebek ağlar ağlamaz, yaşlı ve huysuz Alman'lardan öğrendiğim delici bakışlarla öyle kötü baktım ki kadına, kadıncaaz kaçtı. Dedim ya bencilim kardeşim bugün, evden kaçmışım ben bebek ağlamasından, bir de burada çekemiycem yani.. Gitsin başka cafe'ye, Starbucks'ta çocuk mu olurmuş! Burda hepimiz 2 euroluk kahvemizi almış çalışır gibi görünerek zaman öldürüyoruz, ciddi işler peşindeyiz. Bebek mebek getirmeyin buraya. (Huysuzum demiştim, ne şaşırıyorsunuz...?)
Biraz uzaklaşmaya ihtiyacım var.....
Hamiş: Yukarıdaki puzzle'ı çözebildiniz mi ;)
10 gündür yatak, banyo, salondaki sofa arasında geçiyor ömrüm. Çok daral geldiğinde hemen yürüyüşe çıkıyorum, akşamları bira bahçesine falan gidiyoruz ama 20mt yürüsem dizlerim titriyor, boğazımı sanki bir ejderha mesken tuttu, bir yanıyorum, bir donuyorum. Maya'ya odaklanmaktan kendime doğru dürüst bakamadığım, dinlenemediğim için şu ufacık yaz gribini atlatamadım tabii. Maya benden beter ama çocuk olduğu için 39'C ateşle yine aklı koltuk tepelerinde. Görünürde bişeyi olmayan, 15dk'da bir kontrol ettiği ateşi de 36.6'C (!)den öteye geçmeyen Beyaz Atlı Prens ise tabii ki en beterimiz. Erkekler hasta olmasın aman..
Aman gribi etrafıma yaymayayım çabasıyla 10 gündür Maya, Beyaz Atlı Prens, Peppa Pig, Heidi (ve kızla kocayı uyuttuğum ender anlarda kaçamak bazında gizli gizli iki nefes çektiğim Benedict Cumberbatch) dışında bir insan yüzü görmediğim için, devamlı mıymıntı ve inleme, ağlama ve yakınma duyduğum için, sinirlerim bozuldu. Saçma sapan şeylere çabucak sinirlenir, hastalıklarını abartan eşime ve kızıma ciddi bir hınç duyar haldeyim. Kendim dışında herkese odaklandığım için, Tükenmişlik Sendromu'ndan muzdaribim. Artık kırılma noktasına geldim.
Ve olan oldu. Dün Maya'ya daha fazla tahammül edemedim ve ona anlamadığı bir başka dilde bağırmadan, tüm nefretimi kustum! 2 senede bu 2. nefret krizi oluyor ve önce kendimi çok iyi ama sonra çok ama çok kötü hissediyorum. Biliyorum ses tonum çok korkutucu değil ve konuştuğum dili hiç duymadığı için anlamıyor ama yine de kendimi suçlu hissediyorum. Aklınıza olumsuz, uygunsuz ne gelirse, hepsi ağzımdan bir bir çıkıyor ve aslında düşünmediğim, hissetmediğim şeyleri de kusuyorum. Son cümlem şuydu mesela: "seni bir başkasına vereceğim ve bir daha asla geri dönmeyeceğim, seni düşünmeyeceğim bile" ve bu noktada Maya birden başını evet anlamında sallayıp ellerini çırpınca, birden bana bi gülme geldi ve nefret krizim de sona ermiş oldu. Sonra kucaklaştık vs.. Her şey normale döndü.. Fiziksel anlamda asla şiddet yanlısı olmadığım halde, söze ve psikolojik şiddet konusunda ne yazık ki kendimi durduramıyorum (yani 2 yılda 2 kez oldu ama oldu işte önemli olan nicelik değil nitelik sonuçta) ama mümkün olduğunca ses tonumu ve konuşma şeklimi "normal" tutarak, sadece kendi kendime konuşur gibi ve hiç anlamadığı bir başka dilde konuşmak.. offff. Bunun önüne nasıl geçeceğim, içimden bu patlamaya hazır bomba gibi tiktak'layan öfke nöbetlerini nasıl söküp atacağım? Yoksa bu normal, çocuğun farklı duyguları da öğrenmesi gerekir, pamuk şekerle kaplı bir dünyada yaşamıyoruz diyip, yanlış davranışı normalleştirip kabul mu edeceğim...?
Kriz anında çocuktan uzaklaşmak yöntemini kullanıyorum ve burada sizlere de önermiştim. Tam o anda yapabilsem çok daha iyiydi ama yapamadım. Doğru olan davranış buydu çünkü. Ama onun yerine ben bu sabah bu yanlışlıklar komedisi'ne bir halka daha ekledim:
Bugün işe gitmem gerekiyordu ve ben hasta çocuğu ve kendini hasta ilan eden kocayı başbaşa bırakıp, bilgisayarımı da çantama atıp evden çıktım. Ve işe gitmedim. Gitmedim işte. Patronu aradım, hastayım dedim (yalan mı?). Biliyorum hiç profesyonel değil yaptığım, onca insan benim sorumluluğumda ama sadece 1 yarım güncük herşeyden uzaklaşmaya öyle ihtiyacım var ki.. Bence bu bencillikse, benim şu an en çok bencil olmaya ihtiyacım var. Yine de hatalı, yanlış birşey yaptığım hissini duyduğum için, ne eşime, ne patronuma dürüstçe "çok yıprandım, bana yarım güncük izin verin" diyebildim.. Saman altından su yürütür gibi evden ve işten kaçtım işte.
Geldim Starbucks'da kahvemi yudumluyorum. Yanıma pusette bebeği olan bir kadın oturmaya meyletti ama bebek ağlar ağlamaz, yaşlı ve huysuz Alman'lardan öğrendiğim delici bakışlarla öyle kötü baktım ki kadına, kadıncaaz kaçtı. Dedim ya bencilim kardeşim bugün, evden kaçmışım ben bebek ağlamasından, bir de burada çekemiycem yani.. Gitsin başka cafe'ye, Starbucks'ta çocuk mu olurmuş! Burda hepimiz 2 euroluk kahvemizi almış çalışır gibi görünerek zaman öldürüyoruz, ciddi işler peşindeyiz. Bebek mebek getirmeyin buraya. (Huysuzum demiştim, ne şaşırıyorsunuz...?)
Biraz uzaklaşmaya ihtiyacım var.....
Hamiş: Yukarıdaki puzzle'ı çözebildiniz mi ;)
Anne'nin bencil olma hakkı var mı?
Reviewed by Ogrenen Anne
on
Haziran 09, 2015
Rating:

Olur böyle zor zamanlar Allah kolaylık versin. Çocuklarımızı büyütürken bazen kendimize zaman ayırmamız şart ne demişler sen mutlu ol ki mutlu edesin
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Şu an ikinci kahvemi de aldım hiç eve dönmesem mi diye düşünmeye başladım :P
SilBen de hep senin dediğini söylüyor ve kendim uygulamaya çalışıyorum ama işte konun hastalık olunca, tüm herşey tek bana bakınca daralıyorum, mutlu olmak ve akabinde mutlu etmek sanki mümkün değilmiş gibi geliyor..
Allah önce sağlık versin hakikaten, sağlıklı olunca diğerlerini sağlamak sanki daha kolay..
dün aklımdan geçeni yapmışsın. bir gün işten izin alıp kimseye de izin aldığımı söylemeden sabah aynı saatte çıkıp akşam işten geliyomuş gibi dönmek istiyorum. 20 aydır işyeri haariç nereye gidersem gideyim ya kocca yanımda ya arin..daha yazarken yaşadığım vicdan azabı ne olacak acaba?!
YanıtlaSilÖyle bir film vardı sanki, adam her sabah işe gider gibi giyinip çantasını falan alıp cafe'ye gidiyordu ama onunki tabii zorunluluktan, işten atılmıştı, Allah göstermesin diyeyim aman :)
SilHiç bitmeyen hastalık yapmışlar. Bir buçuk yaşında ki çocukla hastalıksız bir ay geçirdiğimi hatırlamıyorum.Benim yerime de bir kahve içer misin lütfen? (Balkondan bakarken aklından geçmemesi gereken şeyleri geçiren anne) Kolay gelsin hemen geçsin herkesin hastalığı:(
YanıtlaSilBu sabah aynı şeyi en yakın arkadaşımla konuştuk, bi birimizinki bi birimizinki bi kendimiz derken 1 aydır görüşemiyoruz :(
SilAmiiin, yeter artık hastalık sezonu kapansın...!
Ay o 36.6 lar .7 olsa gam yemicem :) gerci ates yokken boyle olan koccalar gercek ateste noluyor ben daha tecrube edemedim :) ayni senin durum gibiyim su gunlerde elimde gozbebegini olmayan tirnagi ile ciziktiren bir bebe.surekli "bugun cooook yoruldum" diyen bir koca ve bebesine goz bandini takabilmek ugruna dunden beri kendisi de goz bandi takan bebesine surulecek olan butun merhemleri haniim kabul etsin diye once kendisine surdurten bendeniz var.bu sabah pes ettim artik herseyi denememe ragmen ilaci surdurmedi ve bende kafasini tutmak zorunda kaldim. aglata aglata surdum napim.sonrasinda da cok uzuldum aglatan benim onun sarilip agladigi yine ben.yarin benim isbasi ben de mi izin alsam napsam :)
YanıtlaSilKahven afiyet balşeker olsun.bizim bir tanidik birini bişey yiyip içerken gorse "gözaydinliği ... larin olsun" der hemen.o kahveler sizin ailecek iyilesme kahveleriniz olsun :))
Gerçek ateşte kuzu gibi oluyorlar çünkü direkt yorganı kafalarına kadar çekip 24 saat boyunca uyuyorlar :D Gerçekten hasta oldukları için hizmet de bekleyecek halleri olmuyor :P Ama yine de dilimizi ısıralım valla koca şu an çok lazım bana aman hastalanmasın tekbaşıma deliririm (şu an kıyısındayım)
SilAmiiin, iyileşelim ailecek artık!
yaşgünü sonrasında hep olur bu hastalık mevzusu biliyor musun? biz de 3 haziran da 2 yaş günümüzü kutladık ve oğlan okadar mutlu oldu ki neşe saçtı. 2 gün önce acillik olduk hastane hastane dolaştık.. şimdiyse ateşli-sümüklü-huysuz hallerimiz devam..
YanıtlaSilmalumun, 2. bebek sürpriz yaptı ve beklenmeyen bir hamilelik benim psikolojimi mahvetti. ayy minicik yavruma ne şiddeti, fikri bile ağlatırken benii sonunda olanlar oldu.. birkaç gün önce 2 saate varan uyutma çabalarımın sonunda poposuna kocaman bi şaplak attıp "yeter artık dön arkanı yat" dedim :( yüzünü büküp cıkcıkcık yaptı, eli poposunda arkasını döndü. biraz sonra geri dönüp elimi aldı, kendi poposuna vurmaya çalıştı elimle. ayyy hala gözlerim doluyor aklıma geldikçe :( hemen kucağıma alıp sarıldım ağlayarak, bu sefer de o üzülüp sarıldı "annemmmm" diye. o andan beri paramparçayım.. hiç yapmam diyosun ama kötü güçler yönetimi eline alıyor böyle işte :(
biraz rahatlatmak lazım kendimizi. birike birike sonu kötü oluyor. hani koca neyse de :) minicik bebelerden çıkarmayalım hıncımızı..
iyi yapmışsın bence. sonuçta hem ailen hem işin kazanacak senin moral bulmuş halinle :)
Mutlu yıllar yeniden :) Ve de sağlıklı yıllar aslında en önemlisi... Geçmiş olsun, niye acillik oldunuz :(
SilAy hani bir karikatür var ya, "geliyor 3 kardeş" :D o geldi aklıma..
teşekkürler.. ateş-kusma filan gribal enfeksiyon ama bir yandan da dedem gibi öksürüyor.. neyseki biraz açıldı gözü..
Silkarikatürlerde kafasında huniyle gezen adamlar var bildin mi :) işte yakında ben onu canlandırıyor olcam :))
Çok geçmiş olsun. Biz daha Boncuk'un doğum gününü kutlayamadık bile (6 Haziran). Kolunda serumla girdi kuzucuk 2 yaşına. Benim hastalığımda da 3.hafta . Geçen hafta tam memeye 1.5 gün ara vermiştik ki hastalanınca dayanamadım verdim şimdi ağzından çıkartmak istemiyor. Açlıktan karnı gök gürültüsü gibi ama yememek için sinir krizi geçiriyor ama memeyi bırakmak zorundayız bütün dişleri çürüdü ve operasyon geçirecek. Zaten hasta halimle benim de emzirmeye mecalim kalmadı. Bedenen ve ruhen tükendim.
YanıtlaSilYazdıklarında kendimi buldum. Bence çok iyi bir şey yapmışsın ben rahatladım :)
Oy kıyamam ya :( Çok geçmiş olsun. Herkes mi hasta yahu.. Bir söyle bin ah işit oldu..... Hemen iyileşin siz de inşallah! Ve sonra katmerli kutlarsınız doğum gününü :)
SilÇocuğun hastalığından daha kötüsü varmış meğerse, o da aynı anda annenin de hastalanmasıymış gerçekten... :((((
sarı sabır taşını denemek ister misiniz? benim oğlum da çok düşkündü ve ben çok tahammül edebilen biri olmadığımdan bunu denedim.. ağlama krizleri filan da hiç yaşamadık. 1 gecede problemsiz hallettik bu işi..
Silsize eziyet, çocuğa yazık artık..
Aaa nası bişey o, sabır taşı hakikaten var mıymış???? Ben onu deyim sanıyordum, nasıl bir şey, neden ve nasıl uygulanıyor, nedir çok merak ettim!
Siladı sarı ama kendisi kapkara bir taş. elinle ıslatınca hemen ele geçiyor. ben suya değdirip göğsüme sürmüştüm. kara bir iz çıkıyor çamaşırda :) karanlıkta yapmakta fayda var bazı çokbilmiş bebeler git yıka diyebilir :)
Silben önce 1 hafta kadar "oğlum artık büyüdü, artık sütü inekler getirecek, annenin sütü bitiyor vs." diye konuşma yapmıştım. sürdüğüm gün de sabahtan akşama kadar dışarda yordum çocuğu, pek dermanı kalmadı emmeye. teşebbüs edince de "eeh olmuş oğlum acı olmuş" dedim, bi yaladı hemen çekti kendini. dilini eliyle silmeye başladı filan.. aylarca "büyüdün sen" deyince birisi hemen dilini sildi çocuk :))
o gece ve ertesi gün biraz sızlandı ama kararlı durunca gerçekten ertesi gece poposunu dönüp uyuyor :)
kolay gelsin..
acaba başka bi işe yarar mı ki sabır taşı :)
Çok çabuk agresifleşen bir insan olarak en tükenmiş anınızda bile kendinizi bir nevi kontrol altında tutuşunuza (Maya'ya bağırmamanız mesela) hayran kaldım. Umarım kendinize az da olsa zaman ayırabilirsiniz arada, tek başına çocuk yetiştirmek çok yıpratıcı ve zor olmalı. Bu arada kayınvalideniz yine meşgul sanırım :D Annem ne zaman zorda kalsa beni akrabalara yollardı da :D
YanıtlaSilAkraba LAR hemde :) ne şanslıymışsınız..
SilBen 2-3 hafta önce öyle bir sinir krizinin ardından kocası evde, bebeği de babaannesine bırakıp tek başıma tatile gitmenin kiyisindan döndüm. Ah o mecburi iş görüşmelerim olmasaydı... Ama Allah'a şükür Arya biraz normale döndü de ben delirmeden toparlandık. Yani oluyor öyle işte, fırsat bulunca kaçmak, nefes almak bizim de hakkımız :)
YanıtlaSilValla Nur benim de aklımdan geçmedi değil. Hatta bunu yapan bir arkadaşım var ve kesinlikle tavsiye ediyor ama biz kusura bakma salakça verici insanlar olduğumuz için öyle bebeği bırak falan amanıııın di mi.. Üf Allah önce sağlık sonra akıl fikir versin bize ne diyim.
SilAhhh olur öyle:( yalnız çocuk büyüten anneleriz ve arada da olsa kontrollü sinirlenmeyi hak ediyoruz dimi? Dediğin gibi ideal bir dünyada yaşamıyoruz,sinirleniyoruz,hastalanıyoruz,kavga ediyoruz ve bir şekilde sesimiz yükseliyor:( hele ki kocaların nazlandıkları ve işe yararlılıklarının azaldığı dönemlerde
YanıtlaSilKontrollü sinirlenme :) Sevdim bunu.
Sild c ve b ama sanirim cevap bu kadar basit değil :))
YanıtlaSilC 1. topun, ve E ile D ikinci topun darbesiyle ölüyor ;)
SilB konusunu hala hesaplıyorum :P
A. nasıl öldü yahu?!
C ve D birinci topun darbesiyle oluyor (D nin kafasi kopar, C yi tahtirevalli (bu ne ya boyle mi yaziliyo "nietzsche" yazmak daha kolay) oldurur, tahtirevalliden (bak gene geldi) gelen topta B yi oldurur A ve E seni beni mezara gomer valla. Not cocuksuz olunca iyi kafa patlattim :D nacizane notum bencil olmak lazim bazen cunku ben olarak mutlu olamazsak biz olarak mutlu olamayiz. Gerci bekara kari bosamak kolay derler ben simdilik cocuksuz hayatta bunu basarabiliyorum haliyle, ileride nolur bilinmez :D sevgiler Neriman
SilTahterevalli şeklinde yazılıyor :))) Ben de birkaç ay nce öğrendim doğrusunu.
SilA'dan ben bi hinlik bekliyorum aslında, ayrıca neden yüzü öbür tarafa bakıyor, kesin var bunda bişey.
Çocuksuz hatay aman hayat.. Yazamadım bile :D Valla çocuklu ya da çocuksuz, ikisi de dediğin gibi, mutluluk sana bağlı ama bundan hastalığı çıkarıyorum, hastalıkta mutlu olmak için üstün bi güç gerekiyor, özellikle hem hasta hem çocuğun hastayken aaaay.. Sağlıklı olalım aman lütfen!
Yaziyi okurken yuzumun soyle😈oldugunu hissettim:))
YanıtlaSilMaya ile ayni yasta oglum var, dogumdan sonra isten cikarildim. Evde hic is yapmaya alisik biri olmadigim halde simdi butun isler bana ait. Ayrica 10 yasinda bir oglum daha var. En son evdeki utu 1 metre yuksekligi gecince cinnet gecirmistim vs.
Bu tempoda bazen o kadar bunaliyorum ki gecen sabah kalktigimda biraz keyifsiz ve hasta gibiydim. Esimin anne ve babasindan rica ettik gelip oglani alsinlar ben kotuyum diye. Onlar gelene kadar oglen oldu tabi ve ben gayet iyiydim :)) sabahki halim yoktu ama hasta gibi yapip onlar gidince yayilip tv seyrettim :) hem vicdan azabi duydum ama hem de cok mutluydum:))
Nasıl olduğunu göremedim browser'da ama hayal ettim :D
SilBen olsam aynısını yapardım, sefan olsun :D Bir de bugün bir sosyal ortamda iki anneyle konuşuyordum da, diyorlar ki çocuk olduktan sonra bizim hastalıklar 2 günü geçmez oldu, sen ne dersin, doğru galiba?!?
Aa cikmamis :) hani emojilerde mor gulumseyen bi seytan var ya:)) iste o :)
Sil2 gun degil 2 saat suruyo iste hihi
Ben hayatımın roller coasterında iken neler olmuş Sevgili C ya.
YanıtlaSilEn iyi dileklerimi gönderiyorum.
Yaw seni çok özledim ben, ilişmiyorum ama dur bakiim blogda var mı bişeyler ;) Yeni yazıma bak, daha neler oldu neler!
Sil